hasan tarafından yazılmış tüm yazılar

Ergenekon Ayvalık'ta

Ergenekon İddianamesi’nden bir pasajı yorumsuz olarak aktarıyoruz…!!!

“Bu görüşmeyi şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığını, görüşmede geçen 70 yaşında olan kişilerden araştırmacı yazar Erol BİLBİLİK’ i kastettiğini, Yeni Çağ T.V’deki programına konuk olduğunu bu görüşmenin onunla ilgili olduğunu, orada Sevgi hanımın ‘YÜZ YÜZE GÖRÜŞELİM’ dediği konunun Hrant DİNK soruşturması ile ilgili olduğunu, CFR’ler BİLDERBERG derneğinin dünyanın en zengin örgüt lideri olduğunu, Rahmi KOÇ’un BİLDERBERG üyesi olduğunun bilindiğini, Ayvalık Alibey Cunda Adası’nda, Rum Ortadoks Patrikhanesi tarafından bu kütüphane açılmak istendiğini, ancak mübadele anlaşmasına göre söz konusu yerin açılması mümkün olmadığından hazine tarafından önce RAHMİ KOÇ’a verildiğini, RAHMİ KOÇ’un da danışıklı dövüşüklü olarak burayı kütüphane olarak patrikhaneye tasarrufta bulunduğunu, böylece Türkiye’de ilk papaz yetiştiren okulun kütüphane adı altında patrikhanenin eline geçmiş olduğunu, telefonda bu konudan bahsettiklerini,”

Çevre Konusunda İkiyüzlülükler

Bundan bir ay kadar önce “Ayvalık Çevre Hakları Platformu” kurulmuştu. Öncelikle Madra Barajı su havzasına giren Karaayıt Köyü’ndeki maden zenginleştirme tesisine yönelik bir çalışmaya girişilmişti. Bu amaçla yüzden fazla insanın katıldığı bir gezi de düzenlenmişti Karaayıt Köyü’ne.

Bundan bağımsız olarak GÜMÇED tarafından yine bir takım girişimlerde bulunulmuştu. İlçemiz MHP eski ilçe yöneticilerinden Avukat Levent Gurup para karşılığı avukat olarak tutulmuş ama konuyla ilgilenmemişti bile. Açtığı dava ise meranın köyün elinden alınmasının iptaline yönelik bir davaydı.

Ayvalık Belediyesi ise öğrenebildiğimiz kadarıyla (çünkü bu konuda görüşmeyi ve konuşmayı reddediyorlar) “su havzasının kirlenmesine yönelik” bir şikayet üzerinden dava açmaya çalışıyor. Çevre Konusunda İkiyüzlülükler yazısına devam et

"Başkan Babamızın Sonbaharı"

CHP’li Ayvalık Belediyesi sonbaharını yaşıyor. 2004 seçimlerinde kaderin bir cilvesi beklemedikleri bir şekilde seçimi almışlardı. Çoğu kişi “CHP seçimi kazanacağını bilseydi Türközen’i aday göstermezdi” diyor.

2004 seçimlerinde ne olmuştu hatırlayalım: Hemen herkes “Ahmet Tüfekçi gitsin de kim gelirse gelsin” diyordu.  Ahmet Tüfekçi gitti ve yerine herhangi biri geldi. O kadar.

Peki seçime katılan bu iddialı insanların ne gibi amaçları, programları vardı? Ne gibi kadroları vardı ? Dünya görüşleri neydi?

Bugün kim hatırlıyor ? "Başkan Babamızın Sonbaharı" yazısına devam et

UNILEVER, Komili'yi satıyor

Unilever, tüm dünyada aldığı bir karar doğrultusunda Türkiye’de de zeytinyağı üretiminden çıkıyor. Şirket, Komili Zeytinyağı markasını Anadolu Grubu’na satıyor. Ana Gıda Genel Müdürü Ergin Savcı, ‘Sıvı ve zeytinyağında toplamda 4’üncü sıradaydık. Zeytinyağında Kırlangıç ile ilk üç markadan biriydik. Komili’yi alınca, toplam yağ üretiminde 1 numara olacağız’ dedi.

DÜNYADA zeytinyağı işinden çıkma kararı alan Unilever, 130 yıllık Türk markası Komili’yi Anadolu Grubu’na satıyor. Unilever, UNILEVER, Komili'yi satıyor yazısına devam et

Küçükköy suyu özelleştirdi Ayvalık yolda

Dünya Ticaret Örgütü ve uluslararası su tekellerinin emirleriyle şubat ayında çıkarılan yasa ile gerek şehirlerdeki gerekse kırlardaki su kaynaklarının özelleştirilmesi süreci başladı. Bahane belli “suyun iyi idare edilmesi”. Buna göre özelleştirme şehirlerde belediyeler kırlarda ise sulama birlikleri eliyle (ve il özel idareleri eliyle) yürütülecek.

Bu konuda en güzel örnek Meksika. Meksika’da hükümet suyu özelleştirir ve bir şirkete satar. Bunun sonunda şirket suya büyük zamlar yapar. Halk su kullanamaz olunca çatılarına bidon koyup yağmur suyu toplamaya ve onu kullanmaya başlar. Şirket buna da tahammül edemez hükümete baskı yapar ve “çatılara kap konmasını yasaklayan” bir yasa çıkarılmasını sağlar.

Önümüzde Türkiye’nin de benzer bir süreci yaşayacağına kuşku yok.

Mesela “su sertifikası” meselesi. Diyelim ki patlıcan ürettiniz ve pazarda satıyorsunuz. Bir yetkili gelip “su sertifikası” isteyecek. “Yani sen bu patlıcanı hangi suyla yetiştirdin ?” diyecek. Bunun için tarlanızın civarında hangi şirket su hakkına sahipse ondan belge alacaksınız.

Küçükköy suyu özelleştirdi Ayvalık yolda yazısına devam et

Sadaka değil sosyal devlet

Merkezi ve mahalli idarelerin politikaları Karaayıt Köyü’nü maden şirketinin sadakasına mahkum etti. Bütün dünyada neo-liberalizm rüzgarı esiyor. Devletler hızla sosyal konulardan ellerini çekiyor. Bunun yerine dev şirketler “sosyal sorumuluk projeleri” adı altında sadaka dağıtıyorlar. Okul, sağlık ocağı, hastane, su kuyusu vs. yapıyorlar. Devletin esas görevi artık büyük şirketlerin “lütfu”, “sadakası” olarak ihsan buyuruluyor.

Bizim vergilerimizi alan devlet, bizi sadakaya muhtaç bıraktıran büyük şirketlere el açmaya zorluyor.

Evet Karaayıt Köyü Muharlığı yaptığı bir anlaşma ile maden şirketinin köylerine su getirmesini kabul etmiştir. Kabul etmek zorunda bırakılmıştır. Sadaka değil sosyal devlet yazısına devam et

dekonstrüksüyondan rekonstrüksüyona !!!

Buradaki eski bina Muharrem Onursal’a aitti. Yıllar geçti miras nedeniyle Nejat Sarlıcalı’ya nihayet satış yoluyla Sokol A.Ş. ye devrolundu. Hikaye de o zaman başladı.

“Bir gece ansızın” bina bir dozer tarafından “kazayla” yıkıldı. İlgili kişiler yargılandılar. Neler döndü belli değil. Buraya hiçbir biçimde bina yapılamıyordu.

Bir de ne görelim harıl harıl bir faaliyet. Bina yapılıyor levhada öyle yazıyor “eski eser rekonstrüksüyonu” sahibi Sokol, Mimar Müjdat Soylu.

dekonstrüksüyondan rekonstrüksüyona !!! yazısına devam et

HİNDİSTAN’DA GÖLLERİN ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA ÇAĞRI

Hindistan’ın Bangalor eyaletindeki 4 büyük göl – Agara, Hebbal, Vengaya ve Nagavara gölleri- yerel yönetime bağlı “Göl Geliştirme Bürosu” tarafından özelleştiriliyor. Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada “göl geliştirme” adı verilen faaliyet, göllerin etrafına büfe, lokanta, su sporları klubü, çeşitli suda giden motorlu ve motorsuz araçların kiralanacağı yerler gibi tesisler inşa etmek. Oysa yerel halk ve aktivistlerin başlattığı bir inisiyatif, göllerin kendi yaşam akışını bozacak ve buraları tüketim kültürüne malzeme edecek bu çabaya karşı durmaya çalışıyor.

Burada “göl geliştirme” adı verilen faaliyet, göllerin etrafına büfe, lokanta, su sporları klubü, çeşitli suda giden motorlu ve motorsuz araçların kiralanacağı yerler gibi tesisler inşa etmek. Oysa yerel halk ve aktivistlerin başlattığı bir inisiyatif, göllerin kendi yaşam akışını bozacak ve buraları tüketim kültürüne malzeme edecek bu çabaya karşı durmaya çalışıyor. Daha önce Nagavara gölünün bir kısmında yapılan benzeri uygulamaların zararlarına dikkat çeken insanlar, “halka ait ortak kaynak” (public commons) olarak gördükleri göllerin kiralanabilir bir mülke dönüştürülmesine razı olmayacak. HİNDİSTAN’DA GÖLLERİN ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA ÇAĞRI yazısına devam et

Su Hayattır, Hayat Bizimdir ! Hayatımız ve Geleceğimiz için…

Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü halkı, geçimini hayvancılıkla sağlamaktadır.

Köye ait mera, Valilik kararı ile Hazineye verilmiştir.

Bu meraya, RUHSAT BİLE ALINMADAN, bir demir madeni şirketi tarafından, tesis yapmak amacıyla şantiye kurulmuştur.

Üstelik bu şantiye, MADRA BARAJININ SU HAVZASI İÇİNDEDİR!

Demir Madeni İşletmesi, hem köy halkının hem de Ayvalık, Küçükköy, Altınova ve Dikili’de bulunan insanların yaşamını tehdit etmektedir.

Bu durum HUKUKA, KAMU YARARINA ve ÇEVRE HAKLARINA AYKIRIDIR!

Su Hayattır,

Hayat Bizimdir !

Hayatımız ve Geleceğimiz için… yazısına devam et