Kategori arşivi: Kadın

BOŞLUĞUN GÖZYAŞLARI

Kentler değişirler, nüfusları artar; büyür. Kentler soluk alır, kavga eder, gülümser, ağlar. Bir insanın tarihinde ne varsa kente geçer; kentin tarihi de insana. Bazı tarihleri kent unutmak istemez insan unutturur; bazılarını da kent unutmak ister insan hatırlatır. Böylesi bir girizgahın ardından bir edebi metin, bir tarih yazısı, bir biyografi falan gelmeyecek baştan söyleyeyim; yazıya devam… Tanık olmak yalnızca insana has bir özelliktir; tanıklığın kuralı görmek, duymak ve aktarmaktan geçer; aslında romantik bir bakıştır kentlerin de tanıklığı. Gerçekte yaşamayandır kent; insanıyla yaşayandır ancak. Terkedilmiş köyler ya da bir evin bahçesinin nasıl yalnızlığını haykırdığını biliriz; insan yoksa kent de yoktur; tarih de…

Ancak şu da var ki insanların eylemleri o kente geçer. Meydanlarına işlenir, duvarlarına yazılır, şiirlerde söylenir, türkülerde çağrılır, öykülerinde hayat bulur; biri bir sokak çeşmesi yapar ve hatırlansın diyedir üzerine düşülen not ‘…. hayratı’; çünkü suyu içen kişi, merhametle uzanmış bir eli yüz yıl sonra da olsa kavramıştır; tanımasa da minnet duyar; aslında küçük bir şeydir bu eylem; bir avuç sudan ibarettir. Biri bir ağaç diker, sonra biri gölgelenir, soluk alır; o içten teşekkür bütün bedelleri karşılamaya yeterlidir. BOŞLUĞUN GÖZYAŞLARI yazısına devam et

Mihenk Taşı Bildim Seni Yaşadığıma

İki dağ; arada Ege denizi, adacıklar. İki ada; Cunda ve Midilli;binlerce yıldır bakışıyorlar. İki dağ; ikisi de süslenip püslenmiş; düşman çatlatıyorlar. Midilli’den bize doğru bakan dağ, başına duvağını geçirmiş; karşısında Kaz dağları; o da aşağı kalmamış tabii, duvağı başında, zülüfleri Ege denizinde. İkisi de her sabah saçlarını tarıyor suyun aksinde. Bu dağlar her kış böyle gelin oluyor da düğünleri ne zaman? Düğünleri baharda.

Mihenk Taşı Bildim Seni Yaşadığıma yazısına devam et

VATAN TOPRAĞINDA GÖZÜ OLAN BİR ERMENİ !

Hrant Dink öldürüldü; kimin yaptığı, kimlerin yaptırdığı, amacın ne olduğu konusunda çok yazıldı, çok söylendi; söz etmek istediğim konu Hrant Dink öldürüldükten sonra ortaya çıkan tepkilerde kullanılan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” sloganlarının sonrasında, oluşan ruh hali.

Olay gerçekleştikten birkaç gün sonra tepkiler ayyuka çıktı. Yakını ölmüş bir insandan, eğer ölen şahsın borcu varsa ölüm acısının sıcaklığıyla, o borç istenmez de birkaç gün sonrasında söylenir ya, Hrant Dink’in ölümünün henüz yeni olduğu günlerde medyadan da, siyasilerden de, yurttaşlardan da bu yönde bir karşı tepki gelmedi, ancak ölüm sıradanlaşmaya başlayınca tepkiler, söylenmeyenler, söylenmesi elzem olanlar, dile getirilmeye başlandı. Bir gazetenin ‘Hepimiz Türk’üz’ posteri verdiğini gördüm, yerel ve ulusal basında söylem değişmeye başladı, futbol maçlarında pankartlar açıldı, siyasiler ağız değiştirdi hatta cenazeye katılmadılar. VATAN TOPRAĞINDA GÖZÜ OLAN BİR ERMENİ ! yazısına devam et