Karaayıt’ın gelip giden suyu

rt yıl kadar önce Karaayıt’a demir zenginleştirme tesisi ile ilgili ilk çalışmalar yapılmaya başlandı. Elbette sessiz ve sedasız. Sonra bir gün diğer üç köyle birlikte Karaayıt’ın suyu kesiliverdi. Su ortak kuyudan bir elektrik pompasıyla köylere pompalanıyordu. Elektrik pompasının TEDAŞ’a borcu vardı bu nedenle elektrik kesilmiş, doğal olarak su da kesilmişti. Sorulup soruşturuldu, o zamanki Muhtar Halil Kırca köylülerin su paralarını ödemediklerini söyledi. Köylüler ise ısrarla parayı verdiklerini ama muhtarın ve özel idarenin parayı farklı harcama kalemlerinde kullandıklarını söylediler. O zamanki Kaymakam da muhtarı doğruladı.

TEDAŞ ise elektrik borcunun faiziyle birlikte 100 bin liraya yaklaştığını bu ödemeden suyun bağlanamayacağını söyledi.

Tam bu sırada diğer üç köy peyderpey kendi artezyen kuyularını kazıp pompalarını kurup kendi sularına kavuştu. Bu şekilde kendi kuyusunu kazmak isteyen Karaayıt köylülerine ise “elektrik borcunuz varken başka kuyu kazsanız bile pompa için elektrik aboneliği alamazsınız” dendi TEDAŞ “yetkilisi” tarafından. Halbuki Ayvalık Belediyesi’nin Altınova Su Santralinde milyonlarca lira borcu olduğu halde TEDAŞ buradaki elektriği kesmemekteydi..

Aynı günlerde yerel seçim arifesinde Deniz Baykal, Ayvalık’a gelince CHP Ayvalık ilçe yönetimi

genel başkanlarına gösteriş için Karaayıt Köylülerini mitinge götürmüş ve büyük “aferin” almıştı. Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen de köye bir kuyu kazdıracağına söz verip durmuştu. Tabii hiçbirşey yapmadı.

Bu sırada Ayvalık Çevre Hakları Platformu, Ayvalık Belediyesi’ne konuyla ilgili olarak randevu talebinde bulunmuş ama randevu alamamıştı. Yine peşpeşe Ayvalık İlçe Özel İdare’ye ve Balıkesir İl Özel İdare’ye başvurulmuş ama sonuç alınamamıştı.

Nihayet yerel seçimler yapıldı. Karaayıt’ta maden yanlısı muhtar kaybetti. Ayvalık Belediye Başkanı koltuğunu korudu. MHP’den, Zıraat Odası başkanı Yusuf Şen İl Genel Meclisi’ne seçildi. Kendisiyle konuyu görüştüğümüzde “su parası ödenmeden su verilemez” dedi. Bilindiği gibi MHP ilçe başkanı Elektrik Mühendisi Oğuz Bozkurt maden işletmesinin elektrik işlerini yapıyor.

Diğer taraftan AKP ilçe başkanı Melih Çakırca’ya da konu getirildiğinde “para ödenmeden su verilemez” diyordu. CHP’den ise hiç bahsetmeyelim. Konuyu dinlemek bile istemediler.

Ardından maden şirketi köye iki adet kuyu açtı. Bu kuyular için daha önceki muhtarla gayrı hukuki bir sözleşme de imzalamıştı. Maden şirketi dolaylı olarak köylünün madene rıza göstermesi halinde suyu bedava olarak tahsis edeceğini söylüyordu. Ama umulan olmadı madenin desteklediği muhtar adayları seçimi kaybetti.

En nihayet  Karaayıt’ta Ayvalık Çevre Hakları Platformu bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Jeoloji Mühendisi Erhan İçöz ne suretle olursa olsun köyün susuz bırakılamayacağını maden şirketinin köy arazisi üzerinde açtığı kuyuların yasalar uyarınca köye ait olduğunu ve köy muhtarlığının DSİ’den bu kuyuların ruhsatını köy üzerine yapılmasını talep ettikleri anda kuyuların bedelsiz olarak köye devredileceğini belirtmişti.

Bu gelişme üzerine köy muhtarlığı kuyuların köye tahsisi için DSİ’ye başvurmaya hazırlanıyordu ki, birden bire CHP ve AKP’liler harekete geçti birkaç haftalık çaba ile su bağlanıverdi. Su borcu da gazetelere göre “yeniden yapılandırıldı”, muhtara söylenene göre ise iptal edildi.

CHP, AKP ve MHP suyu kin getirdiğini tartıştı kendi arasında.

Geçn hafta AKP’liler ziyaret etti Karaayıt’ı “evet” probagandası için. İlginçtir ziyaretten bir gün sonra su gene kesildi. Gerekçe gene aynı.

Evvelki akşam da CHP’liler ziyaret etti. CPH’li Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen evvelki yıl olduğu gibi gene Karaayıt’a su kuyusu açma sözü verdi vs.

Yalnız bu defa Altınova’ya bağlı 4 köyle birlikte Ayvalık’ın diğer 3 köyünde de sular kesildi.

Karaayıt köylülerinin talebi açık : su kuyusu istiyorlar, suyu pompalamak için elektrik, mazotlu pompa ya da rüzgar tribünü de düşünüyorlar. Devletle ne kadar az temasları olursa o kadar iyi diye düşünüyorlar. İmeceyle ektikleri 10 bin fıstık çamları var. Şu an ürün vermeye başlamış. “On yıl sonra köyün devlete ihtiyacı kalmayacak” diyorlar.