Her güç kendi suni dengesini kırıyor

Kürt Ulusal Hareketi son 30 yıldır mücadeleyle ve özellikle son dönemdeki eylemleriyle suni dengeyi kırdı. Devletin ve şu anki iktidar olan AKP’nin “yenilebilir” olduğunu gösterdi. Korku duvarları aşıldı.

Dün 29 Ekim gösterileride neo-nazilerle, bazı kemalist ve sosyal demokrat gruplar da polis barikatlarını yıkarak kendi suni dengelerini yıktılar. AKP iktidarının “yenilmez” görüntüsü bu cenahta da ağır yara aldı.

Emekçiler, işçiler, köylüler açısından ise suni denge devam ediyor. Yıkılabilseydi 4+4+4 eyleminde, sendika yasasında yıkabilrdik bu duvarı. HES mücadelelerinde, taşeronlaştırmaya karşı mücadelede, kentsel dönüşüme karşı direnişte yıkabilirdik.

Bugün yıkamamamız yarın yıkamayacağımız anlamına gelmez.

Yönetenler eskisi gibi yönetemiyor, yönetilenler eskisi gibi yönetilmek istemiyor.

Devrimci bir örgüt yok ortada.

Bu yüzden neo-nazilerin iktidarı ya da bir iç savaş kapımızı çalıyor.

AKP’nin alternatifi Osman Pamukoğlu

AKP, ANAP’la başlayan bir dönemin sonunu getiren bir uygulayıcı olarak işbaşına getirilmişti. Toplumun muhafazakarlaştırılması, her türlü muhalefetin ezilmesi, ülkenin iktisadi, siyasi ve askeri olarak küresel kapitalizmin son haline uygun hale getirilmesi süreci artık tamamlanmış görünüyor.

Ülkenin yeniden şekillendirilmesi sırasında birçok unsur ya yok edildi ya da yeni döneme uygun hale getirildi. CHP ve MHP bu sürece daha uygun hale getirildiler. Rejimin Kürt meselesini çözecek takatinin bulunmadığı her denemesinde bu meseleyi çözmeden bir yana fırlatmasından anlaşılıyor.

Geçenlerde Fikret Başkaya

buy kamagra 100mg

, Mao’dan bir alıntı yapmıştı “Emperyalistler taşıyamayacakları kadar büyük bir taşı kaldırıyor ve onu kendi ayaklarına düşürüyorlar”.

Küresel kapitalist sistem Orta Doğu’da tam da öyle bir görüntü sergiliyor.

Irak’ta, ABD aslında tahammül edilebilir bir diktatörlük olan Saddam’ı devirdi ama yerine istediği gibi bir rejim kurabildiği kuşkulu.

Arap ayaklanmaları neo-liberal politikaların sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Emperyalizm meydana gelen devrimlerin içeriğini boşaltarak kendi kulvarına soktu. Bu yeni rejimler daha seneleri dolmadan Mısır ve Tunus’ta olduğu gibi yıpranmaya başladılar. Tarihin kuralıdır, toplumsal bir kabarışı geçici bir süre engelleyebilir, çarpıtabilirsiniz ama asla engelleyemezsiniz.  Yeni olan her şey hızla eskiyor.

Türkiye’deki AKP iktidarının varlığını sürdürmesi için toplumu ikna edebilecek  ekonomi dışında hedeflere ihtiyacı var. 2023, 2071 türü zırvalar buradan çıkıyor. Şu an için ekonomiyi özelleştirmeler, 2b, hesler, kentsel dönüşüm yağması türü geçici önlemlerle ayakta tutabilir. Bütün bunlar geçici çözümlerdir. AKP rejiminin savaşa ihtiyacı var. Kürt meselesinin yarattığı militarizasyon yetmezmiş gibi bir de Suriye’de savaş çığırtkanlığı yapması işte bundan : AKP ayakta durmak için savaş istiyor. Savaş politikalarını aralarındaki en “İttihatçı” olan Ahmet Davutoğlu yönetiyor. Malum, “Sarıkamış’ta 90 bin şehit verdik, gerekirse 900 bin daha veririz” demişti.

AKP’nin ne ideolojik ne de örgütsel cephaneliği böyle bir krizi ayakta atlatmasına uygun değil. CHP’nin de kısa vadede bir alternatif olabilme olasılığı görünmüyor.

MHP kendi seçmeni karşısında bile güven kaybetti, kaybetmeye devam ediyor.

Bu minvalde en şanslı düzen içi politik alternatif Osman Pamukoğlu’dur. Öncelikle ideolojik nitelliği küresel kapitalist sistemin şu anki duruşuna uygun. Avrupa’da (Rusya dahil) klasik faşist hareketin yükseldiğini biliyoruz. ABD içinde de aynı şeyler söylenebilir. Toplumsal sorunlar çözümsüz kaldıkça ve onu çözecek düzen dışı seçenekler ortaya çıkmadıkça faşistlerin güç kazanmaları doğal.

Pamukoğlu hem küresel ölçekteki bu gelişmelere hem de Türkiye’deki gelişmelere dayalı olarak önümüzde dönem güçlü bir alternatif haline gelecektir.

Eğer Kürt meselesi tüm toplumu ikna edebilecek demokratik bir yöntemle çözülmek yerine, Türk halkını ve özellikle orta sınıfları rahatsız edecek bir çözüme gidilirse – ki öyle de olacak gibi görünüyor-, ya da toplum kendi varlığını Suriye’nin ya da başka ülkelerin yok edilmesi, talan edilmesinde görmeye alıştırılırsa- ki öyle de oluyor- Pamukoğlu ya da benzeri bir politik seçenek AKP’nin alternatifi olacaktır.

Toplumsal muhafazakarlaşmanın sonu her zaman, körleşme ve savaş olmuştur. ANAP-AKP çizgisi bu süreci başlatmıştır ama devam ettirecek olan Pamukoğlu olacaktır.

Emperyalist aktörlerin buna izin verip vermemeleri artık anlamlı değildir. Emperyalistlerin bütün süreçlere hakim olamadıklarını zaten biliyoruz.