Kategori arşivi: Uncategorized

Ayvalık'ta Sağcılık ve Solculuk

Şehrimizde tıpkı ülke genelinde olduğu gibi evrensel anlamından çok farklı anlamlara denk geliyor sağcılık ve solculuk kavramları. Hatta Ayvalık öyle özelliklere sahip ki ülkemiz genellemelerinden çok farklı şeylere rastlayabiliyoruz.

Mesela Ayvalık’taki en önemli sağcılar kimlerdir ?

Sermet Muter, Ahmet Tüfekçi, Recep Esen, Ali Nedim Güreli, Mehmet Sıray ve şu an aklıma gelmeyen bir dizi insan.

Peki en önemli solcular kimlerdir ?

İzzet Aygüner, Hikmet Denli, Ceynur Karagözoğlu, Hüsnü Erol, Hasan Bülent Türközen  ve yine şu an aklıma gelmeyen bir dizi insan.

Sağcıların sağcı oldukları konusunda kendilerinin itirazı, başkalarının da kuşkusu yok. Ama ya solcular ?

Solculuğun ana değerleri

1- Ezilenlerden yana olmak

2- Enternasyonalist olmak

diye tanımlanır çağımızda.

Bu saydığımız solcu olduğu iddia edilen kişilerin bu değerlerle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmamıştır. Aslında sol değerler bu kişiler yüzünden yıpranmaktadır da diyebiliriz.

Olan biteni ancak tarihsel temelleriyle anlayabiliriz.

En önemli tarihsel olay Ayvalık için Mübadele’dir. Mübadele karşısındaki tutum kişinin politik tavrını da anlatır. Şöyle ki:

Mübadele ile gelen kişilerin bazılarına cumhuriyet hükumeti kendi eliyle bir burjuvazi yaratmak amacıyla büyük topraklar bahşetmiştir. Bazılarına ise “zeytinleri kime toplatacağız yahu” denilerek bir şey verilmemiştir. Yani “burjuvazi” ve “proletarya” devlet eliyle yaratılmıştır. Mübadele zenginleri cumhuriyet hükumetinin yanında yer almış ve her zaman CHP’yi desteklemiştir. Buna karşın mübadele yoksulları hep muhalif olmuşlar, Serbest Fırka, DP, AP gibi partilere oy vermişlerdir. Hatta MHP’ye meyledenlerin önemli bölümünün hem çok yoksul olmaları,  hem de  günlük yaşamlarında Yunanca konuşmaları,  ama boyunlarında üç hilalli kolye taşımaları kendileri açısından bir çelişki teşkil etmemiştir.

Ahmet Tüfekçi işte bunların bilinç altlarının dışa vurumu olarak sahneye çıkmıştır.

Ahmet Tüfekçi’nin siyasi destekçilerini kendisine çekebilecek esas siyasi çekim merkezi bu yüzden CHP ve türevleri olamaz. Ama gerçek bir sol hareket bu zemini kendisine çekebilir.

Gerçek bir sol hareket için CHP’nin kitlesi Ayvalık’ta probaganda hedefi bile olamaz.

Ergenekon Ayvalık’ta

Ergenekon İddianamesi’nden bir pasajı yorumsuz olarak aktarıyoruz…!!!

“Bu görüşmeyi şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığını, görüşmede geçen 70 yaşında olan kişilerden araştırmacı yazar Erol BİLBİLİK’ i kastettiğini, Yeni Çağ T.V’deki programına konuk olduğunu bu görüşmenin onunla ilgili olduğunu, orada Sevgi hanımın ‘YÜZ YÜZE GÖRÜŞELİM’ dediği konunun Hrant DİNK soruşturması ile ilgili olduğunu, CFR’ler BİLDERBERG derneğinin dünyanın en zengin örgüt lideri olduğunu, Rahmi KOÇ’un BİLDERBERG üyesi olduğunun bilindiğini, Ayvalık Alibey Cunda Adası’nda, Rum Ortadoks Patrikhanesi tarafından bu kütüphane açılmak istendiğini, ancak mübadele anlaşmasına göre söz konusu yerin açılması mümkün olmadığından hazine tarafından önce RAHMİ KOÇ’a verildiğini, RAHMİ KOÇ’un da danışıklı dövüşüklü olarak burayı kütüphane olarak patrikhaneye tasarrufta bulunduğunu, böylece Türkiye’de ilk papaz yetiştiren okulun kütüphane adı altında patrikhanenin eline geçmiş olduğunu, telefonda bu konudan bahsettiklerini,”

Ergenekon Ayvalık'ta

Ergenekon İddianamesi’nden bir pasajı yorumsuz olarak aktarıyoruz…!!!

“Bu görüşmeyi şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığını, görüşmede geçen 70 yaşında olan kişilerden araştırmacı yazar Erol BİLBİLİK’ i kastettiğini, Yeni Çağ T.V’deki programına konuk olduğunu bu görüşmenin onunla ilgili olduğunu, orada Sevgi hanımın ‘YÜZ YÜZE GÖRÜŞELİM’ dediği konunun Hrant DİNK soruşturması ile ilgili olduğunu, CFR’ler BİLDERBERG derneğinin dünyanın en zengin örgüt lideri olduğunu, Rahmi KOÇ’un BİLDERBERG üyesi olduğunun bilindiğini, Ayvalık Alibey Cunda Adası’nda, Rum Ortadoks Patrikhanesi tarafından bu kütüphane açılmak istendiğini, ancak mübadele anlaşmasına göre söz konusu yerin açılması mümkün olmadığından hazine tarafından önce RAHMİ KOÇ’a verildiğini, RAHMİ KOÇ’un da danışıklı dövüşüklü olarak burayı kütüphane olarak patrikhaneye tasarrufta bulunduğunu, böylece Türkiye’de ilk papaz yetiştiren okulun kütüphane adı altında patrikhanenin eline geçmiş olduğunu, telefonda bu konudan bahsettiklerini,”

UNILEVER, Komili’yi satıyor

Unilever, tüm dünyada aldığı bir karar doğrultusunda Türkiye’de de zeytinyağı üretiminden çıkıyor. Şirket, Komili Zeytinyağı markasını Anadolu Grubu’na satıyor. Ana Gıda Genel Müdürü Ergin Savcı, ‘Sıvı ve zeytinyağında toplamda 4’üncü sıradaydık. Zeytinyağında Kırlangıç ile ilk üç markadan biriydik. Komili’yi alınca, toplam yağ üretiminde 1 numara olacağız’ dedi.

DÜNYADA zeytinyağı işinden çıkma kararı alan Unilever, 130 yıllık Türk markası Komili’yi Anadolu Grubu’na satıyor. Unilever, UNILEVER, Komili’yi satıyor yazısına devam et

UNILEVER, Komili'yi satıyor

Unilever, tüm dünyada aldığı bir karar doğrultusunda Türkiye’de de zeytinyağı üretiminden çıkıyor. Şirket, Komili Zeytinyağı markasını Anadolu Grubu’na satıyor. Ana Gıda Genel Müdürü Ergin Savcı, ‘Sıvı ve zeytinyağında toplamda 4’üncü sıradaydık. Zeytinyağında Kırlangıç ile ilk üç markadan biriydik. Komili’yi alınca, toplam yağ üretiminde 1 numara olacağız’ dedi.

DÜNYADA zeytinyağı işinden çıkma kararı alan Unilever, 130 yıllık Türk markası Komili’yi Anadolu Grubu’na satıyor. Unilever, UNILEVER, Komili'yi satıyor yazısına devam et

Sadaka değil sosyal devlet

Merkezi ve mahalli idarelerin politikaları Karaayıt Köyü’nü maden şirketinin sadakasına mahkum etti. Bütün dünyada neo-liberalizm rüzgarı esiyor. Devletler hızla sosyal konulardan ellerini çekiyor. Bunun yerine dev şirketler “sosyal sorumuluk projeleri” adı altında sadaka dağıtıyorlar. Okul, sağlık ocağı, hastane, su kuyusu vs. yapıyorlar. Devletin esas görevi artık büyük şirketlerin “lütfu”, “sadakası” olarak ihsan buyuruluyor.

Bizim vergilerimizi alan devlet, bizi sadakaya muhtaç bıraktıran büyük şirketlere el açmaya zorluyor.

Evet Karaayıt Köyü Muharlığı yaptığı bir anlaşma ile maden şirketinin köylerine su getirmesini kabul etmiştir. Kabul etmek zorunda bırakılmıştır. Sadaka değil sosyal devlet yazısına devam et

dekonstrüksüyondan rekonstrüksüyona !!!

Buradaki eski bina Muharrem Onursal’a aitti. Yıllar geçti miras nedeniyle Nejat Sarlıcalı’ya nihayet satış yoluyla Sokol A.Ş. ye devrolundu. Hikaye de o zaman başladı.

“Bir gece ansızın” bina bir dozer tarafından “kazayla” yıkıldı. İlgili kişiler yargılandılar. Neler döndü belli değil. Buraya hiçbir biçimde bina yapılamıyordu.

Bir de ne görelim harıl harıl bir faaliyet. Bina yapılıyor levhada öyle yazıyor “eski eser rekonstrüksüyonu” sahibi Sokol, Mimar Müjdat Soylu.

dekonstrüksüyondan rekonstrüksüyona !!! yazısına devam et

HİNDİSTAN’DA GÖLLERİN ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA ÇAĞRI

Hindistan’ın Bangalor eyaletindeki 4 büyük göl – Agara, Hebbal, Vengaya ve Nagavara gölleri- yerel yönetime bağlı “Göl Geliştirme Bürosu” tarafından özelleştiriliyor. Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada “göl geliştirme” adı verilen faaliyet, göllerin etrafına büfe, lokanta, su sporları klubü, çeşitli suda giden motorlu ve motorsuz araçların kiralanacağı yerler gibi tesisler inşa etmek. Oysa yerel halk ve aktivistlerin başlattığı bir inisiyatif, göllerin kendi yaşam akışını bozacak ve buraları tüketim kültürüne malzeme edecek bu çabaya karşı durmaya çalışıyor.

Burada “göl geliştirme” adı verilen faaliyet, göllerin etrafına büfe, lokanta, su sporları klubü, çeşitli suda giden motorlu ve motorsuz araçların kiralanacağı yerler gibi tesisler inşa etmek. Oysa yerel halk ve aktivistlerin başlattığı bir inisiyatif, göllerin kendi yaşam akışını bozacak ve buraları tüketim kültürüne malzeme edecek bu çabaya karşı durmaya çalışıyor. Daha önce Nagavara gölünün bir kısmında yapılan benzeri uygulamaların zararlarına dikkat çeken insanlar, “halka ait ortak kaynak” (public commons) olarak gördükleri göllerin kiralanabilir bir mülke dönüştürülmesine razı olmayacak. HİNDİSTAN’DA GÖLLERİN ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA ÇAĞRI yazısına devam et

Su Hayattır, Hayat Bizimdir ! Hayatımız ve Geleceğimiz için…

Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü halkı, geçimini hayvancılıkla sağlamaktadır.

Köye ait mera, Valilik kararı ile Hazineye verilmiştir.

Bu meraya, RUHSAT BİLE ALINMADAN, bir demir madeni şirketi tarafından, tesis yapmak amacıyla şantiye kurulmuştur.

Üstelik bu şantiye, MADRA BARAJININ SU HAVZASI İÇİNDEDİR!

Demir Madeni İşletmesi, hem köy halkının hem de Ayvalık, Küçükköy, Altınova ve Dikili’de bulunan insanların yaşamını tehdit etmektedir.

Bu durum HUKUKA, KAMU YARARINA ve ÇEVRE HAKLARINA AYKIRIDIR!

Su Hayattır, Hayat Bizimdir ! Hayatımız ve Geleceğimiz için… yazısına devam et