Altınova bitiyor

Madra Çayı'non bir zamanlar denize kavuştuğu yer. Hızla aşınıyor.
Altınova sahilinde muazzam bir tuzlanma var. Görüştüğümüz çevre sakinleri ektikleri herşeyin kuruduğunu belirttiler.
Madra Barajın'ndaki su. Bu su niçin biriktiriliyor?

Biliminsanları Altınova’da bundan 8000 yıl önce tarım yapıldığını belirlemişlerdi. Asıl adı bilindiği üzere Ayazment’tir, Altınova’nın. Ova, Madra Çayı’nın aliviyonları tarafından oluşturulmuştur.  Bundan 15 yıl önce bitirilen ve on yıldır da su tutulan Madra Barajı artık çay yatağına su salmıyor. Böyle olunca Altınova’nın yeraltı suları hızla tuzlanıyor. Denizin  hareketleriyle de sahil aşınıyor. Yeni aliviyonlar gelmeyince toprak kendini yenileyemiyor. Sarımsaklı plajındaki kumlarda bile belirgin bir azalma var. Madra Barajı hangi akla hizmetle yapıldı bilinmez. Civarda daha çok zeytin tarımı var ve zeytin su istmez ! Şehirlerin içme suyu ise hala hazırda artezyenlerden karşılanıyor. Yörede pamuk/pancar da yetiştirilmediğine göre bu barajın amacı ne??

Milyonlarca lira hem de doğal dokunun geri gelmeyecek şekilde bozulmasına yol açtı. Önümüzdeki on yıl içinde Altınova’daki tarımsal üretim ortadan kalkabilir.

Anlaşılan Baraj suyun özelleştirilmesi kapsamında uluslararası şirketlere rant sağlamak amacıyla yapıldı. Bedeli de bizlere ödetiliyor.

Hakkıbey’e dozerle girdiler

Yakında apartmanlar, alışveriş merkezleri de yaparlar. Daha sonra duble yollar, otobanlar. Bu dağların şu çalı çırpının kime ne faydası var.
Mahalli idaremiz itiraf etmiş “Koç’tan para aldık” diye. Bunu biz zaten biliyorduk. Sabancıdan’da para alındığı kesin. Dozerle girmişler işte.

CHP’li mahalli idarelerimiz bizi oyalıyor bu yıkımı durdurmaya kimsenin niyeti yok.

Bu tabloyu alacak Ayvalıklı yok mu?

49X34 cm resim ebat / 66x52 cm çerçeveli ebat
Gittigidiyorda satılıyor 3000 lira 1942 de yapılmış.
FUAT MENSİ DİLEKSİZ
” AYVALIK SAHİLİ ”
KARTON ÜZERİ YAĞLIBOYA
RESMİN ARKA
RES. KEMAL BENLİOĞLU’NUN İMZASI YER ALIYOR
ORJİNAL KOLEKSİYONLUK BİR ESER
FUAT MENSİ DİLEKSİZ ( 1880- Tire, 1965 )
idadi ve rüştiyedeki öğrenimini tamamladıktan sonra Fransa’ya gitti. Paris’te Despiau’nun atölyesinde çalıştı. Hocasının ölümü üzerine v. Marcuchi’nin atölyesine geçti. Almanya, italya ve yunanistan’da serbest sanatçı olarak yaşamını sürdürdü. Makedonya ve batı trakyada vatani görevler üstlendi. Trablusgarp’ta milis kuvvetleri kurarak düşmana karşı savaştı. Birinci dünya savaşının bitiminde mısır çöllerinden kaçırdığı çok miktarda altın varlığını ve belgeleri hükümete teslim etti. Dönüşte ingilizlere tutsak oldu, tutsaklıktan kurtulunca da, Avrupaya geçti. izmire yerleşti. Çanakkale zaferini simgeleyen izmir poligonunda  diktiği ilk heykel 1919 da yunanlıların izmir i işgali sırasında tahrip edildi. Kurtuluştan sonra izmirde yapılan Atatürk heykelinin yapımı sırasında Canonica ile çalıştı. Bu çalışma, italyan sanatçının Avrupa’da oluşturduğu heykel çalışmaları sırasında da sürdü.
Yurda dönüşünde , izmir ve yöresinin ( aydın, bergama, dikili, ayvalık ) doğal güzelliklerini tuvallerine yansıttı. Yaşamının sonuna doğru Tire’de yalnızlığa çekildi.
İzlenimci anlayışta çalıştığı peyzaj ve ölü doğa resimlerinin yanında, heykel sanatıyla yoğun biçimde ilgilendi. izmirde çanakkale zaferini temsil eden Mehmetçik Heykeli, İzmir Milli Kütüphane ve Vidinli Teyfik Paşa Büstü, izmir fuar alanındaki anıt, bu dalda gerçekleştirdiği başlıca yapıtlardır.