Mübadele gerekli miydi?

gelenler.jpgEge Üniversitesi İ.İ.B.F. Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Engin Berber “Mübadeleye Bugünden Bakmak” başluklı makalesinde Türk tarafının mübadeleyi istediğini ama işin ilginç yanı her konuda Türk tarafını sıkıştıran emperyalistlerin bu konuda doğrudan teklifte bulunduklarını anlatıyor. Lord Curzon, sözü Dr. Nansen’e verir ve mübadele teklifini Nansen yapar. Türk tarafı bu duruma çok şaşırır.İşte burada düz bir mantıkla olayı değerlendirmek gerekir : İngiliz emperyalisleri daha düne karar biribirne kırdırdığı Türk ve Yunan halklarının önüne böyle bir öneriyi neden getirmektedir ?

gidenler.jpgYoksa kurulacak “rafine ulusal devletler”in; önündeki dönem boyunca “yalıt, yabancılaştır, savaştır” politikasının hedefi yapacağı bu ilk yeni-sömürgelerin; birbirlerine yakınlaşmsı tehlikesini sezdiğinden mi böyle bir zorlamada bulunmuştur? Mübadeleye bugünden bakmak aslında mesela Irak’a ya da Filistin’e bugünden bakmak değil midir? Mesela Irak’ın demokratik çok-kültürlü bir yapıya kavuşmasını hep engelleyen emperyalistlerin, şimdi bu ülkeyi parçalamaya çalışmaları ve ilginçtir aynı kelimeyi “mübadele”yi telaffuz etmeleri tesadüf müdür?

Evet mübadele gerekli değildi. Tıpkı 1. Dünya Savaşı ve tüm paylaşım savaşları gibi tüm savaşlar ve onların yol açtığı açlık, hastalık, göç ve düşmanlıklar gibi.

mübadele antlaşması

Not:

Mübadele Sözleşmesi 1923 yılında, Lozan Antlaşması çerçevesinde Türk ve Yunan hükümetleri tarafından imzalanan nüfus değişim anlaşmasıdır.

Anadolu‘daki 1.200.000 Rum‘un (ki buna özellikle Karaman yöresindeki, Hristiyan Yunanistan‘a, Yunanistan’daki 500.000 Türk’ün (ki buna özellikle Girit‘teki bir kısım Yunanca bazlı ve Türkçe kelimelerin yoğun olduğu bir diyalekt konuşan müslümanlar dahil) Türkiye‘ye gelmesi ile sonuçlanmştır. olan ve Türkçe konuşan halk da dahildir),

Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumları nüfus mübadelesinden muaf tutulmuş, Lozan ile Türkiye’ye verilen Bozcaada(Tenedos) ve Gökçeada(İmroz) adalarının yoğunlukla Rum olan halkları da mübadele kapsamı dışında kalmıştır.

Mübadil olan Müslüman Türkler ve Hırıstiyan Rumlar büyük zorluklarla yeni yurtlarına gelmiş ve evlerine yerleşmişlerdir. CAmii avlularında, barakalarda ve sokak ortasında kalan bu insanlardan yeni yurtlarına ulaşanların sayısı, yola çıkanların sayısından az olmuştur.

Ayvalık Belediyesi’nin sinsi planı yürürlüğe mi girdi ?

Proföser Zihni Komplö’den çarpıcı iddia

Ayvalık Belediyesi’nin sinsi planı yürürlüğe mi girdi ?

Ayvalık Belediyesi elektrik kablolarını yer altına alarak, halkımızın kasabamızda yürürken daha çabuk yorulmasına neden olacaktır ! Böylelikle halk ve turistler çarşımızı gezemeyecek ve esnafımız iş yapamayacaktır. Bir de su borularıyla elektrik hattının yan yana geçmesi, büyük tehlikedir, malumunuz su elektriği iletir. Nerde bu devlet ? Nerde bu belediye ? Hani bizim gençliğimiz nerde ? ELEKTİRİĞİME DOKUNMA !

Proföser Zihni Komplö’den bir iddia daha

Kasabamızın kırımızı zemin üzerine beyaz yazıyla yazılı olan cadde ve sokak isimleri, niçin mavi zemin üzerine beyaz yazıyla yazılı olan yeni levhalarla değiştirildi ? Yoksa bu levhaların ödeneği Piskoposluk’tan mı alınmıştır? Bunlar Yunanistan’ın sinsi planlarının bir parçası mı ?

Proföser Zihni Komplö’den şoke edici bir iddia daha !

Armutçuk – Cunda yol ayrımında yer alan parktaki Mehmet Akif Ersoy’un resminin yer aldığı panoda, niçin Ersoy’un başında fes olan resmi yerine başka bir resim yerleştirilmiştir? Buradaki amaç nedir? M. Akif Ersoy’un başı çıplak gösterilerek halkımıza küçük mü düşürülmeye çalışılıyor ? FES’İMİZİ İSTERÜK !!

Komplö Üniversitesi Sudan Sebepler Fakültesi Ana Şüphe Dalı Başkanı
Proföser Zihni Komplö