Ayvalık Belediyesi’nin sinsi planı yürürlüğe mi girdi ?

Proföser Zihni Komplö’den çarpıcı iddia

Ayvalık Belediyesi’nin sinsi planı yürürlüğe mi girdi ?

Ayvalık Belediyesi elektrik kablolarını yer altına alarak, halkımızın kasabamızda yürürken daha çabuk yorulmasına neden olacaktır ! Böylelikle halk ve turistler çarşımızı gezemeyecek ve esnafımız iş yapamayacaktır. Bir de su borularıyla elektrik hattının yan yana geçmesi, büyük tehlikedir, malumunuz su elektriği iletir. Nerde bu devlet ? Nerde bu belediye ? Hani bizim gençliğimiz nerde ? ELEKTİRİĞİME DOKUNMA !

Proföser Zihni Komplö’den bir iddia daha

Kasabamızın kırımızı zemin üzerine beyaz yazıyla yazılı olan cadde ve sokak isimleri, niçin mavi zemin üzerine beyaz yazıyla yazılı olan yeni levhalarla değiştirildi ? Yoksa bu levhaların ödeneği Piskoposluk’tan mı alınmıştır? Bunlar Yunanistan’ın sinsi planlarının bir parçası mı ?

Proföser Zihni Komplö’den şoke edici bir iddia daha !

Armutçuk – Cunda yol ayrımında yer alan parktaki Mehmet Akif Ersoy’un resminin yer aldığı panoda, niçin Ersoy’un başında fes olan resmi yerine başka bir resim yerleştirilmiştir? Buradaki amaç nedir? M. Akif Ersoy’un başı çıplak gösterilerek halkımıza küçük mü düşürülmeye çalışılıyor ? FES’İMİZİ İSTERÜK !!

Komplö Üniversitesi Sudan Sebepler Fakültesi Ana Şüphe Dalı Başkanı
Proföser Zihni Komplö

Mihenk Taşı Bildim Seni Yaşadığıma

İki dağ; arada Ege denizi, adacıklar. İki ada; Cunda ve Midilli;binlerce yıldır bakışıyorlar. İki dağ; ikisi de süslenip püslenmiş; düşman çatlatıyorlar. Midilli’den bize doğru bakan dağ, başına duvağını geçirmiş; karşısında Kaz dağları; o da aşağı kalmamış tabii, duvağı başında, zülüfleri Ege denizinde. İkisi de her sabah saçlarını tarıyor suyun aksinde. Bu dağlar her kış böyle gelin oluyor da düğünleri ne zaman? Düğünleri baharda.

Mihenk Taşı Bildim Seni Yaşadığıma yazısına devam et

TEKEL İHTİYAÇTIR !

Sadece tütüncülüğümüz için değil,

sağlığımız için de;


 

Hastalıklara ve sonuçta ölümlere neden olan sigaraya karşı açık bir mücadele 1950’li yıllarda başlatılmıştır. 128 ülkede üretilen, ama dünyanın her köşesinde tüketilen tütünün üretimini ve ticaretini kendi denetimleri altına almak isteyen şirketler, insan sağlığını hiç düşünmeden buradan kazanacakları paralara gözünü dikmekte ve bu amaçla her türlü yol ve yöntemi kullanmaktadır. Amerikan Harvard Üniversitesi daha yeni yaptığı bir çalışmada şirketlerin sigarada nikotin oranını bilinçli olarak arttırdığını ortaya koymuştur. Çalışmada sigaralardaki nikotin miktarının attırılması için tütündeki nikotin miktarının fazlalaştırıldığı ama sigaraların görünümlerinde bu artışı kamufle edecek yöntemlerin de bulunduğu açıklanmaktadır. Üniversitenin dekan yardımcısı Howard Koh; üretilen sigaraların tütün bağımlılığını yaygınlaştırmak için neredeyse bir uyuşturucu/ bağımlılık yaratma aracına dönüştüğünü , bu sigaraları üreten şirketlerin tüketicileri uyarmayarak yanılttıklarını ifade etmektedir. tutun.jpg

Amerikan Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi de ABD’ de yaşanan ölümlerin önlenebilir bir numaralı sebebi olarak tütünü göstermektedir. ABD’de yaklaşık yılda 440 bin kişi sigara nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardan ölmektedir. (1) Üstelik, bu sonuçlar 1981 yılından sonra sigaraya karşı büyükcadele yürütülen bir ülkede elde edilmiştir. Sigaraya karşı yürütülen kampanyalar ABD’ de ve AB’ de sigara tiryakilerinin sayısında düşmeye neden olurken, şirketler bu açığı gelişmekte olan ve yoksul ülkelere yönelerek çözmüşler ve hatta daha fazla sigara satma imkanı bulmuşlardır. Şirketlerin yürüttükleri sigara tanıtım kampanyalarından özellikle kadın ve çocuklar etkilenmektedir. Örneğin, Türkiye’de yapılan araştırmalarda sigara tiryakisi olma yaşının 10 yaşına kadar düştüğü görülmüştür.

TEKEL İHTİYAÇTIR ! yazısına devam et

Ahmet Yorulmaz

yorulmaz.JPGAhmet Yorulmaz´ın; Hasanaki´si, Süslü Hüsniye´si, Marigosu´yla bir Girit nostaljisini dile getirdiği üçlemenin ilk kitabı olan Savaşın Çocukları, “bir Türk yazar tarafından yazılmış ilk ve tek mübadele romanı“ olma özelliğiyle edebiyattaki yerini aldı. Savaşın Çocukları´nın devamı olan Kuşaklar´da ise yine Hasanaki´nin kişiliğinde mübadillerin ekonomik ve sosyal sıkıntılarını, Midilli ve Selanik elitini, iskân-tefviz olaylarının perde arkasını, II. Dünya Savaşı´nın etkilerini okuduk. Üçlemenin son kitabı olan Girit´ten Cunda´ya´da, okuru bu kez 1940´lı yılların Yunanistan´ına götüren Ahmet Yorulmaz, romanın ikinci bölümünde ise aynı yılların Cunda´sında dolaştırıyor. Hasanaki, Girit´te bıraktığı sevgilisi Marigo´dan olan ve varlığından haberinin bile olmadığı Haralambos´u tanır. Despina´sını, Klio´sunu arkasında bırakarak, on yedi yaşına kadar hakkında hiçbir şey bilmediği babasını tanımak için gelip yerleşmeye karar verdiği Cunda´da, Haralambos´u sürprizler beklemektedir…