“Başkan Babamızın Sonbaharı”

CHP’li Ayvalık Belediyesi sonbaharını yaşıyor. 2004 seçimlerinde kaderin bir cilvesi beklemedikleri bir şekilde seçimi almışlardı. Çoğu kişi “CHP seçimi kazanacağını bilseydi Türközen’i aday göstermezdi” diyor.

2004 seçimlerinde ne olmuştu hatırlayalım: Hemen herkes “Ahmet Tüfekçi gitsin de kim gelirse gelsin” diyordu.  Ahmet Tüfekçi gitti ve yerine herhangi biri geldi. O kadar.

Peki seçime katılan bu iddialı insanların ne gibi amaçları, programları vardı? Ne gibi kadroları vardı ? Dünya görüşleri neydi?

Bugün kim hatırlıyor ?

Daha önceki belediye uygulamalarından farklı bir tek vaadi vardı CHP’nin “Kent Senatosu oluşturarak, belediyeyi halkımızla birlikte yöneteceğiz”.

Evet. Bu konuda şekli bir takım çalışmalar oldu, olmasına ama  hep kağıt üzerinde kaldı. Bu kent meclisinden ya da kent konseyinden önerilen bir iki önemsiz başlığı saymazsak hiç birşey yapılmadı diyebiliriz.

“Dar gelirli vatandaşları ev sahibi yapmak”, “sağlık merkezleri kurmak” gibi kendilerinin bile inanmadığı kuru sıkı vaatler zaten olamazdı olmadı da.

Yalnız nedendir “sahili doldurmaya” kalkıştılar, belki gelişen muhalefetten, belki de para yetmediği için bundan vazgeçtiler. Vaatlerinde halbuki böyle bir madde yoktu.

Tabii başka şehirlerin yavaş yavaş terk ettiği “dolmuşçuluk” gibi bir müessese kazandı Ayvalık CHP sayesinde. Hüsnü Erol bir Belediye Meclis toplantısında bu konudaki eleştirilere şöyle cevap vermişti: “bunlar da Ayvalık çocuğu canım”.

En son suyu özelleştirmenin adımlarını atıyor CHP’li belediye. “Suyu içilebilir ve ucuz” yapacakları sözünü tekzip edecekler herhalde.

Sözün üzerine yatmak kolay. 80 yıllık Ayvalık Halkevi’ne yer vermez, Karaayıt Köylüleri’ne “size kuyu açacağım” deyip Baykal’ın mitingine getirir, sonra da arkasını dönüverir.

Bunlar benim için normal şeyler. Hiç şaşırmadım.

Mesela sormak lazım “CHP’li Belediye Meclis Üyesi Süleyman Kemer neden belediye meclisinden istifa etti ?”  diye. Bir açıklama var mı?

Mesela Migros’un yeri için 2 defa red oyu veren belediye meclisi nasıl olup da noktası virgülü aynı olan bu kararı üçüncü seferinde onayladı ?

Evet Ayvalık’ta bir belediye yönetiminin daha sonu yaklaştı. Gelecek yıl o sıralarda başkaları oturacak, ve ihtimal ben yine muhalefet yapıyor olacağım.

Peki nasıl bir yerel yönetim istiyorum ?

Öncelikle korkmayacak, satın alınamayacak bir yönetim gerekli.

Peki herkesin cesaret sınırı sınırlı olduğuna göre, ve de herkesin bir fiyatı olduğuna göre bu nasıl olacak?

Bunun tek yolu doğrudan halkın söz sahibi olduğu bir yönetim biçimine geçmektir.

Temsili demokrasi, krallık, diktatörlük gibi yönetim biçimlerine göre elbette daha demokratiktir. Ama son 150 yıldır tüm dünyada bu yönetim biçiminin tüm falsoları ortaya çıkmıştır.

O halde şöyle bir yönetim biçimi olmalıdır:

Apartman yönetimlerinde, sokak komitelerinde, nihayet mahalle ve şehir komitelerinde toplumun katman katman örgütlendiği, seçtiklerini beğenmediklerinde alaşağı edip hemen bir başkasını seçtikleri bir yönetim.

Hemen herkesin sürekli siyaset yaptığı, bu nedenle hiç kimsenin profesyonel siyasetçi olmadığı, olamadığı bir yönetim.

Hemen her siyasi kararın şeffaf biçimde alındığı onaylandığı, gerektiğinde derhal vazgeçildiği bir yönetim.

Evet böyle bir yönetim arzuluyorum ve bu gerçekleşmediği sürece muhalif kalacağım. Öteki türlü dünyanın en dürüst en akıllı insanları bile yönetime gelse nafile.

Evet eleştirilerim kişisel değil ideolojiktir.

CHP sol bir yapı değildir. Ama sol olma iddiasındadır.

Solcular olarak CHP’nin solla uzaktan yakından bir ilişkisinin olmadığını kanıtlamak da bir siyasi görevdir. Bunu yapmazsak, yani CHP’nin yaptıklarını eleştirmezsek asıl o zaman sola zarar vermiş oluruz.

İşimiz son dönem elbette kolaylaştı. CHP merkezi düzeyde solla olan köprülerini attı. Ergenokon’un avukatlığını yapıyor. Biz de her mahalli seçim döneminde CHP’nin sol olmadığını kanıtlamak için lüzumsuz ittifak görüşmeleri yapma zahmetinden kurtulduk.

Yerel düzeyde ise Ahmet Tüfekçi’den farklı olmadıklarını her uygulamalarıyla kanıtladılar. Hatta şöyle bir manzara bile mümkün AKP’ye karşı Ayvalık’ta CHP,Tüfekçi, MHP ittifakı !!!

Bütün bunlar ötesinde Türközen 80 yıllık belediye başkanları içinde sıradan bir isim, birkaç ay içinde unutulacak bir kimlik olacaktır. Meyhane-belediye arasında şu anda katettiği  mesafeyi gelecek yıl muhasebe bürosu- meyhane arasında katediyor olacaktır. Belediye başkanı olduğu günleri hüzünle anacak, belki kendisinin şu an yanından hiç ayrılmayan kadim (sandığı) dostları onu çoktan unutmuş başkalarına dalkavukluk yapıyor olacaktır. O zaman sanırım Türközen’i bir tek biz memleketin sahici solcuları ve de daimi muhalifleri hatırlayacaktır.

Çünkü:

Biz bu şehrin onuru, umudu ve namusuyuz.

Satın alınamayan ve korkutulamayanlarız.

“Başkan babamızın son baharı” bitecek, “Albaya kimseden mektup gelemeyecek”tir.

Ve kim bilir yalnızlık “kaç yüzyıl” sürecektir.

““Başkan Babamızın Sonbaharı”” üzerine 17 yorum

  1. Eleştirinizi kendime yönelik değil Ayvalık’taki gerçek solculara yönelik bir karalama olarak kabul ediyorum ve şu kollektif savunmayı yapıyorum:

    1989 yılından başlayarak
    1- 1989 yılından başlayarak Ayvalık Halkevi içinde yürttüğümüz faaliyetleri
    2- 1994 de Beşinci Mevsim Gazetesi olarak yürüttüğümüz faaliyetleri
    3- 1997 yılından sonra ise çeşitli sosyalist partiler içinde yütüttüğümüz faaliyetler
    4- Eğtim-Sen gibi kamu çalışanı arkadaşların örgütlü bulunduğu sendikal yapılardaki çalışmalarımızı özetlersek:

    a- Dünya, ülke ve yerel anlamda her türlü soruna müdahil olduk
    b- Her türlü haksızlıkta ezilenden yana olduk
    c- Sosyal, kültürel, sanatsal her türlü konuda alternatif yaratmaya çalıştık.

    1994-2004 yılları arasında yürüttüğümüz faaliyetler sansüre uğramadığı sürece mahalli gazetelerde yer almıştır. Açılıp bakılabilir.
    Diğer konularda ise tüm Ayvalık Halkı’nı şahit gösterebiliriz.
    Mesela bir “su” konusu vardı. Hatırlar mısınız? Hani biz suya kanalizasyon karıştığını isbat etmiştik de kanu yetkili makamlar tarafından örtbas edilmişti ?
    Hani bu konuda miting yapmak istemiştik de emniyet güçleri tarafından zorla engellenmiştik?
    Başka bir defa afişlerimiz Ayvalık Belediyesi tarafından temizlik işçileri marifetiyle duvarlardan bir gecede söktürülmüştü (az değil 10.000 adet !!!).
    Hani bütün bunlar olup biterken CHP’li belediye meclis üyesi Hikmet Denli, Ahmet Tüfekçi’nin danışmanlığını yapıyordu ya! Hani Kurufitilla’ya o binanın yapılması için hukuki zemini o hazırlamıştı ya!!!
    CHP’den uzaklaşan Süleyman Kemer, Yalçın Taş, Cihan Şişman tanığımdır hep.
    Şimdiki CHP yönetimi ve belediye yöneticileri Ahmet Tüfekçi’nin yakın arkadaşıyken üstelik.
    Tüm bu faaliyetler sırasında birçok arkadaşımız defalarca gözaltına alınmış, yargılanmıştır.
    Birçok arkadaşımız işinden olmuş, kimileri Ayvalık’ı terketmek zorunda kalmışlardır. Bu konularda hepimizin birbirinin yüzünü gördüğü bir zeminde açık bir tartışmayı öneriyorum. Sanırım daha iyi olur.

  2. Yuh yani demek lazım şimdiki yönetimin,başkan’nın ‘Ahmet Tüfekçi’den farklı olmadıklarını her uygulamalarıyla kanıtladılar’demene en basit örnek 400 kişiye sendikal haklarını vermiş bir yönetimden bahsediyorsunuz.memurların 8-10 senedir alamadığı yiyecek ve alışveriş haklarını vermiştir…………

  3. Sayıh Hasan Yazar öncelikle bir önceki seçimde bir partiden belediye başkan adayı olduğunuzu yazarak başlamanızı isterdim,sizi tanıyorum,sosyalist bir söylemle yola çıkan bir adama 300 küsür işçisini sendikalı yapan,örgütlenmeleri yolunda yol açan bir başkanın hakkını da vermenizi beklerdim ve bir de hep muhalefet kalan liderlerden farklı olarak,belden aşağı vurmayarak(belediye-meyhane hadisesi ki doğru değil)bir devrimci asaletinle doğruların hakkını vermenizi beklerdim,size ne diyelim şimdi???siz de herkes kibisiniz mi ????

  4. Demek sizler

    bu şehrin onuru, umudu ve namususunuz…!

    Satın alınamayan ve korkutulamayanlarısınız…!

    Tüm ayvalık sizinle gurur duyuyor olmalı.

  5. -Sendikalaşma meselesi:
    Türkiye’deki sendikaların durumu malum. AKP’li belediyeler kendilerine uygun birtakım sendikaları, CHP’li belediyeler de kendilerine uygun bir sendikaları “lütfen” iş yerlerine sokarlar. Bunların önemli bölümü bir takım ön pazarlıklar ve ön kabullerle olur. Burada maalesef işçi iradesi hiçe sayılır. Yani mevcut sendikaların önemli bölümü formalitedir.
    Ahmet Tüfekçi belediye başkanlığı döneminde o dönem iş yeri temsilcisi Metin Çobanoğlu’nu (bugün CHP’den belediye meclis üyesi) ağır şekilde dövmüştü. Ona o dönem ne CHP, ne Belediye-İş yönetimi sahip çıkmamıştı bir tek biz “Beşinci Mevsim” gazetesi olarak sahip çıkmış ve olayın üzerine gitmiştik. Hatta o dönem Hikmet Denli, Ahmet Tüfekçi’nin yakin danışmanıydı.

    -İçki meselesine gelince : Burada yaptığım ironinin tek anlamı: Hasan Bülent Türközen’in politikalarının eleştiricisi olan bizler, onun insani olarak tek dürüst muhatabıyız. “İçki içmek” davranış kalıbını “içkinin temelden kötülük kaynağı” gören bir ahlaki bakışla değil tekrarlanan bir davranış olarak gördüğüm için oraya yazdım. Orada sanki ahlaki bir kınama yapılıyormuş gibi eleştiriniz zorlamadır. Yazının geneli zaten böyle bir şeye izin vermemektedir.

    -Solculuk CHP’ye hiç uygun bir sıfat değildir.

  6. Sayın Hasan Yazar bey burada havanda su dövmeyi bırakıpta Ayvalık için hakikatten yararlı şeyler yapmaya çabalasanız diyorum.Tabiiki buna niyetiniz varsa…Bu güne kadar Belediye başkanlığına aday olmuş kazanmış olan herkes Ayvalık adına bir şeyler yapmak için çabalamış yapabildikleri kadarını yapmışlardır.Seçim dönemine yaklaştığımız şu günlerde muhalefet yapıp duracağınıza sizde aday olun bakalım sizin gibi düşünen kaç kişiden kaç oy alabileceksiniz.Yukarıdaki yazınızda diyorsunuz ki ”Ahmet tüfekçi gitsin kimgelirse gelsin diyen halk Hasan Türközen’i Başkan yaptı”tabi sizce (herhangi biri)diye adlandırılmış..Sizde seçimde aday olun ”Türközen gitsin kimgelirse gelsin” diyen kaç kişi toplarsınız merak ediyorum….

  7. Öncelikle bu web sitesini kurmaktaki amacım politik değildi. Daha çok kültürel, sosyal bir çalışma yapmaktı amacım. Ama benim de irademin dışında yaşanan gelişmelerden ötürü bu tür politik tartışmaya mecbur kaldım. Ayvalık’taki gerçek solcuların “havanda su dövmediğini” 2 nolu cevapda yazmıştım. Tekrar etmek istemiyorum. Nasıl bir yerel yönetim istediğimizi ise bu tartışmaya esas olan yazımda “doğrudan demokrasi” fikrini savunduğumu bildirmiştim. “Doğrudan Demokrasi”de kişiler değil yöntemler, anlayışlar ve politikaların kendisi tartışılır ve doğrudan halk tarafından karara bağlanır. Temsili demokrasi ise yine ana yazımda belirttiğim üzere miadını çoktan doldurmuştur. Elbette krallık, diktatörlük gibi rejimler karşısında temsili demokrasi daha iyi bir seçenektir. Ama ondan daha iyisi “doğrudan demokrasi”dir.
    Bu halde temsili demokraside (farklı bir örnek vermek gerekirse) :
    “Bill Clinton’ın gidip George W. Bush’un gelmesi” ABD politikalarında önemli bir değişiklik yaratmaz. Aslında her ikisi de “herhangi biridir”. Hatta “herhangibiri” olmaları benim tezim açısından bir olumluluktur. 200 milyon ABD seçmeninden farkları yoktur. O takdirde neden doğrudan demokrasi uygulanmasın ?
    Bizi yönetecek üstün insanlara neden ihtiyacımız var ki?

  8. şimdi belediye başkanı işçileri sendikalı yaptığı için solcu yada sosyal demokratmı oluyor.
    bu hakikaten emekten yana olmak mı,yoksa belediye işçilerini bir oy kapısı olarak görmek mi? burası küçük yer,lafı dolandırmaya gerek yok.Belediyeye alınan işçilerin bir çoğu seçim öncesi verilen sözlere binaaleyndir,tabi ki bu işçilerin sendikalı olmasında bir engel yoktur.Ama buna rağmen ,bu iyi bir davranıştır.
    Bir belediyenin sağ mı,sol mu olduğu aslolarak onun politikaları ile anlaşılır.Sorarım size ayvalık belediyesi sosyal demokrat bir belediyemidir?yoksa taşra açıkgözlülüğü ile yönetilen liboş bir belediyemidir?Yurttaşın parası ile toplanan kaynaklar bakalım nasıl çar çur edildi.Belediye iflas etmiştir.
    hiç kusura bakmayın arkadaşlar,buna sosyal demokrat belediyecilik denmez.Eğer sosyal demokrat ,sol bir belediyecilik örneği arıyorsanız fazla uzağa bakmanıza gerek yok.Dikili yanı başımızda.

  9. önümüzdeki seçim ayvalık halkı kesinlikle H.B.Türközeni yanında bulunmaması gereken bir kaç kişiye rağmen gene seçecektir öylede olması gerekir bence bu başkan ayvalık için büyük bir şanstır başkanlığı kazanır ama meclis üyeliği aynı kişilerden 1 kişi dahi olsa çok zor diyorum sanırım o söylediğim kişiyi anlamışsınızdır. kalın sağlıcakla

  10. Sayın gelecek rumuzlu arkadaşım.Şu anlayacağımız kişinin ismini verseydin de tereddütlü bir cevap vermeseydik.sanırım hüsnü erol’u kastediyorsun.Evet Türközen’in gelecek seçimlerde tekrar seçileceği kamuoyundaki izlenimlerim doğrultusunda yüzde doksanbeş.fakat bir o kadarda hüsnü erol için tepkili konuşmalar işitiyoruz.Türközen gerekli tedbiri alacaktır.almalıdır.çünkü Ayvalık’ın kendisine ihtiyacı olduğunu ve kendisinin yapacak işleri olduğunu biliyor…Bu seçimde meclis üyelerini daha dikkatli seçmesi gerektiğinide biliyordur umarım..

  11. Sendikalı yapılan işçiler sonradan alınanlardır.Yorum yapan arkadaşlar iyi araştırılarsa gelediyede 5 senden fazla süredir çalışanlar sendikaya geçememişlerdir.

    Bu seçimlerde de CHP gitsin denecek ama kim gelirse gelsin denmeyecek.Çünkü tek alternatif var o da Mehmet SIRAY.

    CHP yi isteyenler CHPye istemeyenler de MHP ye oy verecek.Bu sefer CHP nin arkasında Anavatan vs partiler olmayacak.2004 Seçimlerinde MHP den bir grup bile CHPyi desteklemişti.

    Bugün ayvalıkta her yerden kanalizasyon fışkırıyor.Günlerce tamir edilmiyor.Ekbir otelin karşısından denize 3 yerden kanalizasyon akıyor.Ayvalık’ı pislik götürüyor.

    En önemlisi son beş yılda Ayvalıkta proje aşamasından alınıp bitiş aşamasına getirilebilen hiç bir icraat yok.Balık hali yarım,Yeni limana gümrük taşınamadı pazar yeri yarım,Düğün salonu zaten bitmişti.

    Bugune kadar Ayvalık belediye başkanlığı yapmış herkesin Ayvalıkta bir eseri var.Bak bunu filanca başkan yapmıştı diyebiliyoruz.Ama Türközenin arkasında bırakacağı bir anısı bile yok

  12. bana bir icraatını gösteremediğiniz türközenin en önemli icraatı sanırım sarhoşken denizimize şey etirmesi neydi o canım işte,hani denizi karıştırıp işemişti yaaa
    asıl konulara hasan cengizyazar dikkat cekti.vee takdir ediyorum.keşmekeş bir belediye ve ne zaman gitsen yoktur,işi var denen bay başkan hani sosyal ve şefaf belediyecilik.
    güldürmeyin yaa.
    sanırım sıray bu konuda büyük bir destekle gelecek ve ben kendisini destekliyorum.
    kıyı dergisine verdiği icraatlarında elle tutulan bir şey bulamadım.sarı zeybek spor tesisleri actım diyor.doğru orası işleyen bir yerdi biz yaptık deyip o masraflar nerede.bunu soralım ve daha nicelerini..

  13. sen çok basit birisin.bugün chp ve kurucusu atatütrk olmasa sende midillide olacaktın muhtemelen yada ermenilerin kucağında yerin orası ise gitttt!

  14. tüm yazılana külliyen karşı çıkılabilir. kim ne der buna? hele ki karşı olup da olaya “be hey dürzü” şeklinde yaklaşmak yazılanı haklı kılar.

    yani, şurda iki satır eleştirilmiş belediye/türközen. ama bu yazıyı eleştirebilen, hakaret etmyen yaz yok gibi.

    ayvalık hakkında ise şöyle diyim, pek sık bulunamıyorum artık memleketimde. yazdan yaza buradayım. tek gelişme, ahmet tüfekçi döneminde olmayan hoşgörünün geri gelmesi. rumlarla kurulan ilişkiler vs vs… bunun hayati önemi var. hem turizm hem ticaret adına sevindirici. şehircilik alanındaki atılımlar şeklen oluyor genelde. elektrik-telefon-su hatları yenilenmişti, bu ayrı tutulabilir, gereklidir, olmuştur. içdenizin hali gitgide kötüleşiyor gibi. eğer bu kirlenme devam ederse izmir körfezi gibi olacak. temizlenmesi yıllar alacak.

    onun dışında bunn doğrudan dolaylı sorumlusu kimdir bilemem ama rumlarla geliştirilen ilişkilerin yanında yükselen milliyetçilik korkutucu. altınova-cunda olayları tasvip edilir şeyler değil. çözümünü de kestiremiyorum.

  15. hah bir de,

    ben belediye yönetiminin ayvalığın zenginleriyle kurduğu ilişkiden memnunum. varsın kendi çıkarını düşünsün, bana komaz. ayvalığın mafyasıyla, vizyonsuz esnafıyla bir çıkmaza gitmesindense ayvalığı kâr kapısı olarak gören, bunun içinde ayvalığa yapılacak yatırımlarda vizyon sahibi olabilen burjuvalarla işbirliğine girişmesi bence daha makuldür.

    aşıklar tepesi, ay ışığı manastırı, kiliseler, değirmenler acilen onarılmalı. belediyecilik vizyonu denen olay turizmden nemalanmayı politika olarak öngöremiyor. memur kafasıyla olacak iş değil. boğaz tokluğuna çalışan esnafı da ırgalamaz bunlar. zenginlerin burada devreye girmesi gerekir. nitekim, giriyor da.

    varsın, hepsi ihya olsun. zenginlesin daha da. para kazanabilmek için ayvalığa yaptıkları her hizmet uzun vadede faydalıdır. bunu anlamayıp kiliselerde ibadete bile karşı çıkan güruh var.

    bırak etsin ibadetini. buralar onlarında toprağı. nasıl ki midilli bizim ecdatımızınsa.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir