Kategori arşivi: Uncategorized

Su Hayattır, Hayat Bizimdir ! Hayatımız ve Geleceğimiz için…

Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü halkı, geçimini hayvancılıkla sağlamaktadır.

Köye ait mera, Valilik kararı ile Hazineye verilmiştir.

Bu meraya, RUHSAT BİLE ALINMADAN, bir demir madeni şirketi tarafından, tesis yapmak amacıyla şantiye kurulmuştur.

Üstelik bu şantiye, MADRA BARAJININ SU HAVZASI İÇİNDEDİR!

Demir Madeni İşletmesi, hem köy halkının hem de Ayvalık, Küçükköy, Altınova ve Dikili’de bulunan insanların yaşamını tehdit etmektedir.

Bu durum HUKUKA, KAMU YARARINA ve ÇEVRE HAKLARINA AYKIRIDIR!

Su Hayattır,

Hayat Bizimdir !

Hayatımız ve Geleceğimiz için… yazısına devam et

Ayvalık'a tramvay

Armutçuk – Cumhuriyet Alanı arasında yaklaşık 4 km lik tek hatlı bir tramvay öneriyoruz.

4 km x 3 milyon dolar = 12 milyon dolar

araçlar için de 3 milyon dolar (3 takım)

Toplam maliyet = 15 milyon dolar yani 20 milyon YTL civarı.

Ayvalık Belediyesi’nin dolmuşçular yüzünden yıllık kaybı net 2 milyon YTL. Toplam otobüs geliri ise 2 milyon YTL (dolmuşçuluk olmasa 4 milyon YTL olacak).

Hesap ortada.

Tramvay kendisini en geç 5 yılda amorti ediyor. Elektrikle çalışıyor, ucuz, temiz, yerli ve verimli.

Demiryolu-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Necati Kökat Bu konudaşöyle diyor:

“Sadece Konya-Ankara karayolunda son iki yılda toplam 187 trafik kazası olmuştur. Bu kazalarda 13 insanımız hayatını kaybetmiş, 208 kişi de yaralanmış ve milyarlarca liralık maddi zarar meydana gelmiştir. Yine Konya-Ankara karayolunda yılda yaklaşık 21 bin 807 ton benzin sarfedilmektedir. Konya-Ankara arası yıllık otoban bakım masrafı, aynı mesafe demiryolu bakım maliyetinin üç katına tekabül etmektedir. Karayolu araçlarında çevre kirletme oranı yüzde 90’dır. Oysa demiryolu araçlarının hava kirliliğine katkısı sadece yüzde 5’tir. Bir yolcu treni 20 otobüs ve 400 otomobilin taşıyabileceği yolcu kapasitesindedir. Ülkemizde 530 bine yakın kamyon ve 145 bine yakın da otobüs karayollarında yük ve yolcu taşımaktadır. Bu rakam AB’ye üye 15 ülkede bulunan otobüs ve kamyon sayısının iki katıdır. Kısaca AB ülkelerinde karayolu taşımacılığı Türkiye kadar tercih edilmemektedir.
Çift hatlı 1 kilometrelik demiryolu hattının maliyeti 3 milyon 675 bin USD, ek hatlı 1 kilometrelik demiryolu hattının maliyeti de 2 milyon 190 bin USD’dir. Buna karşılık düz arazide 1 kilometrelik karayolunun maliyeti 6 milyon USD, engebeli arazide 1 kilometrelik karayolunun maliyeti ise 12 milyon USD’dir. Kıyaslarsak [polldaddy poll=1081316]karayolu yapımı demiryolunun iki katına çıkmaktadır. Hem yapım da, hem de kullanım da demiryolu karayoluna kıyasla çok ekonomiktir. Ayrıca 5 yolcu vagonu bulunan bir tren de en fazla 5 personel çalışır.”

Yaşamı Kucaklayarak İşgali Reddetmek

Filistin’de zeytin hasadı başlıyor. Akdeniz’in en önemli zeytin kaynaklarından biri olan Filistin’de zeytin üreticileri köylerinden edilmelerine, utanç duvarının ve illegal yerleşimlerin inşası için zeytinliklerinin buldozerlerle yerle bir edilmesine, su kaynaklarının radikal yerleşimciler tarafından zehirlenmesine ve yoksulluğa rağmen ve tüm bunlara inat tüm dünyadan ve İsrail’den dayanışma gönüllüleri ile birlikte zeytin tyoplamaya hazırlanıyor.
Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından tüm internet kanallarında çağrısı yapılan zeytin hasadı, Filistin halkının topraklarına duyduğu tarihsel ve ekonomik bağlılığın yanı sıra İsrail hükümetinin savaş ve işgal politikalarına karşı bir direniş biçimi olmayı sürdürüyor. Kültürel bir ritüel haline gelen hasat, bu dayanışma ile her yıl bir direniş şenliğine dönüşüyor.

Geçen yedi yılda, engellemeler ve kuşatmalar nedeniyle zeytin hasadındaki verim gözle görülür biçimde düştü, üreticilerin pazara ulaşmaları bir yana çoğu zaman kendi zeytinliklerine ulaşmaları bile kontrol noktalarındaki saatler süren aramalar nedeniyle mümkün olamadı. 2000 yılının Eylül ayından bu yana duvarın ve illegal yerleşimlerim inşası için sökülen zeytin ağaçlarının sayısı yarım milonu geçti. Bir tarım toplumu olan Filistin’in yaşama kanalları bu şekilde tıkanmaya çalışıldı. İşte bu yüzden her yıl uluslararası dayanışma gönüllüleri Filistin’deki zeytin hasadı için bir araya geliyor.
Zeytin Hasadı Kampanyası, Filistinli ailelerle bir arada olabilmek için, “gerçekte” neler olduğuna tanık olabilmek için önemli bir olanak sağlıyor. Aynı zamanda pek çok uluslararası gönüllünün olması, zeytin hasadı sırasında Filistinlilere saldırılarda bulunan radikal yerleşimcileri engelliyor. 2006 hasadı, İntifada’dan bu yana zeytin hasadında hiçbir çiftçinin ölmediği ilk yıl oldu. Geçen yıl meydana gelen tek olay uluslararası bir dayanışma gönüllüsünün bulunmadığı bir anda bir zeytin üreticisinin şiddetli şekilde dövüldüğü durumda yaşandı. İsrail’den ve dünyanın dört bir yanından gönüllülerin varlığı, Filistinlilere hak arama mücadelelerinde umut veriyor.

İki günlük bir eğitimden sonra zeytin hasadına girişen gönüllüler, Filistinli ailelerin evlerinde ya da uluslararası barış kamplarında kalıyor ve zeytin hasadı dışında Batı Şeria’da İsrailli ve Filistinli barış güçlerinin utanç duvarına ve kontrol noktalarına karşı yürüttüğü eylemlere katılıyor.

Bu yıl yapılacak Zeytin Hasadı-2007 kampanyası, Filistinli ve İsrailli gönüllüler başta olmak üzere uluslararası eylemcilerin Uluslararası Dayanışma Hareketi aracılığıyla Filistin işgali ile ilgili farkındalığı artırmanın ve şiddetsiz eylem yöntemleriyle mücadeleye destek vermenin bir yolu. Filistinli zeytin üreticileri ve uluslararası eylemciler, bu işgalin bitmesi ve o duvarın yıkılması gerektiğini daha yüksek sesle haykırabilmek için herkese çağrı yapıyor. Ekim2de yapılacak hasada katılmak için hala şansınız var. Ayrıntılı bilgi, yolculuk ve konaklama bilgileri için: www.palsolidarity.org

Ayvalık Tostu: Bir Fast food'un fast tarihi

Ayvalık Tostu’nun mucitlerinden Ali Dutlu ile konuştuk. Hikayesi şöyle.

“Ayvalık Tostu’nun en önemli özelliği ekmeğidir. Ayvalık’ın özgün tatlarından birisi de nohut mayasıyla yapılan Simit Ekmeğidir. İşte bunu 1983 yılında en iyi yapan fırın Hüseyin Sargın’a ait olan fırındı. Bu Fırında çalışan Karadenizli bir usta bu hamuru ve Kozak (Bergama) yöresinin pekmezini de kullanarak bir tost ekmeği yaptı. Ben de bu tost ekmeğini kullanarak kendi geliştirdiğim pişirme yöntemi ve malzemelerle bu tostu yapıp satmaya başladım. Önce Ayvalık’ta yaygınlaştı, daha sonra yerli turistler eliyle tüm Türkiye’ye. Şimdi kullanılan tost ekmeği bizim kullandığımız tost ekmeğine biçim olarak benziyor ama içindekiler farklı.”

Ali Dutlu, halen Ayvalık’ta yaşıyor. Postanenin arkasındaki tost büfesinde tost yapıp satıyor. Biz Ayvalıklılar bizden önceki kuşakların yediği o güzel tosttan yemek istemez miyiz? Tostumuzu isteriz !!!

Ayvalık Tostu: Bir Fast food’un fast tarihi

alidutlu

Ayvalık Tostu’nun mucitlerinden Ali Dutlu ile konuştuk. Hikayesi şöyle.

“Ayvalık Tostu’nun en önemli özelliği ekmeğidir. Ayvalık’ın özgün tatlarından birisi de nohut mayasıyla yapılan Simit Ekmeğidir. İşte bunu 1983 yılında en iyi yapan fırın Hüseyin Sargın’a ait olan fırındı. Bu Fırında çalışan Karadenizli bir usta bu hamuru ve Kozak (Bergama) yöresinin pekmezini de kullanarak bir tost ekmeği yaptı. Ben de bu tost ekmeğini kullanarak kendi geliştirdiğim pişirme yöntemi ve malzemelerle bu tostu yapıp satmaya başladım. Önce Ayvalık’ta yaygınlaştı, daha sonra yerli turistler eliyle tüm Türkiye’ye. Şimdi kullanılan tost ekmeği bizim kullandığımız tost ekmeğine biçim olarak benziyor ama içindekiler farklı.”

Ali Dutlu, halen Ayvalık’ta yaşıyor. Postanenin arkasındaki tost büfesinde tost yapıp satıyor. Biz Ayvalıklılar bizden önceki kuşakların yediği o güzel tosttan yemek istemez miyiz? Tostumuzu isteriz !!!

Dolmuşçuluk Çözüm Mü?

Ayvalık Belediyesi özelleştirmelere devam ediyor. Geçen yıl açılan dolmuş hatları belediyenin ulaşım işletmesini çökme noktasına getirdi. Kamuya ait olan imtiyazları sırf birkaç oy kazanacağıö diye birilerine devrediyorlar. Bunun sonu Küçükköy Belediyesi’nin yaptığı gibi birkaç yıl sonra “zarar ediyor o halde özelleştirelim” demek olacaktır.

Özelleştirme insanlığın son iki yüzyılda yarattığı tüm toplumsal kazanımları ortadan kaldırma saldırısıdır.

Toplu ulaşım sosyal bir haktır. Devredilemez. Satılamaz.

Hele hele dolmuş !!!

Denizi niye kullanmıyorsunuz? Demiryolunu, tranvayı, troleybüsü niye “ütopya” ilan ediyorsunuz?

Kent ulaşımına bulduğunuz çözüm “dolmuş” oluyor.

Bu belediyeclik değildir.

Bu şehircilik değildir.

Bu, bu ülkeden nefret etmenin işaretidir.

Bu neo-libralizmdir. Vahşi kapitalizmdir.

Bu “demiryolu komünist işi” diyen Özalizmdir.

Ayvalık, Seçim ve Listeler

sandik1.jpg Ayvalık’ta genel seçim haraketliliği yaşanıyor. DP, Ahmet Tüfekçi’yi aday göstermeyince partinin eski MHP’li yöneticileri Recep Esen ve arkadaşları istifa ettiler. DP-ANAP ittifakı da gerçekleşmeyince Müjdat Soylu ve Mehmet Şıray’ın, Ahmet Tüfekçi için oy isteme zorunlulukları ortadan kalktı. Herkes rahatladı. Aslında ben bu manzarayı görmek iserdim, ama kursağımda kaldı. Önceki yerel seçimlerde bu ismini saydıklarım Ahmet Tüfekçi’ye demediklerini bırakmamışlardı , bu seçimde ise Ahmet Tüfekçi için oy isteyeceklerdi. Olmadı. Sağlık olsun. Başka hokkabazlıklar izleriz.

CHP’den Muharrem Parmaksız listeye alınmadı. Sevgili arkadaşıma geçmiş olsun diyorum. Onun yerine Belediye Başkanımızın ilk önce serbest muhasebe bürosunda elemanı olan, şimdi ise Belediye Halkla İlişkiler Müdürü olan Gökay Bacan , 5. sıradan Millet Vekili adayı gösterilmiş. Pek şansı yok. Gökay, geçen yıl “Meclis Zeytincilik Komisyonu” üyesi CHP’li 12 milletvekilini gayet güzel ağırlamış, gözlerine girmiş. O sayede aday gösterilmiş. CHP’nin 1. sıra adayı DSP kontenjanından Prof.Dr. Hüseyin Pazarcı. Sağcı birisi. Strateji uzmanı. YÖK profesörü. Daha çok Amerikan “think-tank”çilerini andırıyor. Ayvalık AKP ise listede yer bulamamış anlaşılan. Bir küskünlük havası seziliyor.

Müjdat Soylu, ANAP’tan 3. sıradaydı. Mimar. Geçen seçimlerde Belediye Başkan adayıydı. ANAP barajı aşarsa şansı vardı. Belki de Ayvalıklı adaylar arasındaki en şanslısı oydu. Fakat.. ANAP seçimden çekildi. Başka bahara inşallah.

MHP’den ise Ahmet Duran Bulut 1. sırada. MHP barajı aşarsa yalnızca o seçilebilir.

Ayvalık halkı siyaseti yine “siyasetçilere” bırakmış olamanın yarattığı hüznü yaşıyor. Zeytinciliğin, çevre sorunlarının ve elbette ülkemizin en önemli sorunu olan işsizliğin çözümü için, kendi içinden çıkan bir insanı mecliste göremeyecek Ayvalıklılar.

Rüzgâr Enerjisi Ne Durumda?

ruzgar.jpgAyvalık Belediyesi bu mayıs ayına kadar rüzgar ölçümlerini bitirecekti. Ölçüm sonuçları nedir ? Kent Konseyi’ni de Koç Holding ve Mesut Akın sayesinde rahmete kavuşturduklarına göre herhalde hiçkimseye hesap vermek istemiyor olsa gerek. Yoksa birilerine peşkeş çekilecek de haberimiz mi yok? CHP’nin merkezi siyasette kimlerin emriyle hareket ettiğini biliyoruz. Herhalde mahalli idare de onlardan eksik kalmaz.